Kaygılı Bağlanmada Aşk

Kaygılı Bağlanmada Aşk

Sevgilinize mesaj yazıp iki mavi tik olmasını 5 saat bekliyorsanız, telefonla aradığınızda ona saatlerce ulaşamadığımızda huzursuz oluyorsanız büyük ihtimal kaygılı bağlanma stilindesinizdir. Ya da diğer ihtimal sevgiliniz kaçıngan bağlanma stilinde birisidir. En son ihtimalde aslında sizi sandığınız kadar önemsemiyor olabilir.
Eşler yada sevgililer, ilk çocukluklarında anneleri ya da onlara bakım verenler ile yaşadıklarını farkına varmadan ilişkilerine taşırlar. Eğer bir çocuk annesi ile yakın, güvene ve ihtiyaçları karşılamaya dayalı bir ilişki yaşamadıysa bu durumda yetişkin hayatında da aynı güvensizliği yaşayacaktır. Anne bazen sevgiyle yaklaşıp bazen kendinden uzaklaştırdı ise çocuk anneyi kaybetme kaygısı ile anneye yapışacaktır. Her attığı adımda annenin sevgisini ve onayını görmek isteyecektir. Annesinin ondan yüz çevirmesi ona adeta dünyada cehennemi yaşatacaktır. O yüzden kendi kendine çevreyi tanımlamaktan korkacak ve yeni keşiflere yönelirken anneden onay bekleyecektir. Bu çocuk için aslında çok zor bir durumdur. Bir yandan dünyayı keşfetmenin cazibesi ve hazzı varken diğer yandan annenin sevgisini kaybetme korkusu vardır. Tabi ki bu örüntü annenin bir tek davranışı ile gelişmez. Defalarca tekrarlanan olaylar ve yaklaşımlar çocukta bu kaygılı yapının oluşmasını sağlar. Oysa çocuğun ihtiyacı her zaman onu seven ve “Hadi gidebilirsin, dünyayı keşfetmek için adımlar atabilirsin. Ben döndüğünde zaten burda olacağım ” diyen güçlü ve mutlu bir annedir.
İşte çocuklukta hatta bebeklikte karşılanamayan ve kaybetme korkusu üzerine kurulan bu yapı yetişkinlikte de devam eder. Sonra bir gün o kaygılı bağlanma sistemi aktive olur. Kaygılı bağlanma stilinde olanlar tıpkı annelerine ulaşmak istedikleri gibi sevgililerine de ulaşmak isterler. Ulaşamama onlar için kaygı vericidir, sevginin kaybı ve cehennemde bir gün gibidir. Kendini değersiz ve ilişki içindeki önemsiz kişi gibi değerlendirir. Kaygıyla birlikte tıpkı annenin varlığını aradığı gibi sevdiğinin de orda olup olmadığını kontrol etmek ister. Her ulaşılmazlık, her bilinmezlik kaygılı bağlanmayı daha çok aramaya yöneltir. Mesaja daha çok yazar, telefonla daha çok arar. İki mavi tik olmazsa “nerde bu kadın, nerde bu adam, nasıl okumaz, hiç mi vakti yok…” der. Artık bu düşünceler ile bağlanma stilinin düşünce kapanında yalnızdır.
Kaygılı bağlanma stilinde olanlar veya sevgilisi, eşi kaygılı bağlanma stilinde olanlar ne yapmalıdırlar? Çiftler bağlanma stillerini tanıyıp birbirine daha anlayışlı yaklaşabilirler. Ulaşılabilir olmak ve karşı tarafın kaygısını anlamak, bu kaygıyı yatıştırmaya yönelik konuşmak etkili olacaktır. Ancak tüm çabalara rağmen çiftler arasında bağlanma stillerine bağlı çatışma ve anlaşmazlıklar yaşanıyorsa uzman desteği alınmalıdır.
Kaygılı bağlanma stilinde olanların kaçıngan bağlanma stilinde olanlardan uzak durmaları ve güvenli bağlanma stilinde olan kişileri tercih etmeleri de faydalı olacaktır. Böylece arzuladıkları anlayışa, güvene ve ulaşabilirliğe kavuşacaklardır. Ayrıca her zaman iki mavi tike dönüşen mesajlar okuma şansları da artacaktır.

 

İshak BÜYÜKYILDIRIM

Klinik Psikolog/Psikoterapist

 

  • Yazıyı Beğendin mi?  2
Sonraki Yazı

Benzer Yazılar

Bu yazıya henüz yorum yapılmamıştır, ilk yorumu yapmak için tıklayın.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*
*