Obsesif-Kompülsif Bozukluk

Obsesif-Kompülsif Bozukluk

 

Halk arasında takıntı hastalığı olarak da bilinen obsesif kompulsif bozukluk DSM-5 içinde de yer alan ve tedavisi olan psikolojik bir hastalıktır.
Birçok insan gün içinde bazı konularda evhamlanabilir bazı konularda titizlik gösterebilir. Eğer bu takıntı, titizlik, aşırı düzen kişinin yaşamını olumsuz etkiliyorsa, işlevselliğini bozuyorsa ve çevresindekileri kişileri etkiler hale geldiyse destek alınmalıdır. Kişi çoğu zaman bu durumun farkındadır ve aslında bundan kurtulmak ister.
OKB önceleri nadir olarak görülen bir hastalık olarak kabul edilmesine rağmen son yapılan araştırmalarda her 100 kişiden 2-3’ünde görüldüğü saptanmıştır. Hatta çocuk ve ergenlerde de obsesif kompulsif bozukluğa rastlanabilmektedir. Erkeklerde daha erken yaşlarda başlamasına karşın genel olarak kadınlarda daha sık görülmektedir.
Nedenleri incelendiğinde ; net bir nedene bağlanamamasına karşın genetik, beynin işlevlerinde bozulma, çocukluk çağı travmaları (örneğin, cinsel istismar) ve kişilik yapısı yatkınlığı belirleyen etmenler olarak tanımlanmaktadır.
Obsesyon zihne gelen takıntılı, engellenemez ve yineleyici düşünceler iken kompulsiyon ise obsesyonların verdiği yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak için yapılan yineleyici davranış ve zihinsel eylemlerdir. Kişi yaptığının saçma, gereksiz veya uygun olmadığını bildiği halde bunu durdurmakta zorlanır. Yoğun bir sıkıntı ve huzursuzluk yaşar. OKB’nin farklı türleri bulunmaktadır. Kültürden kültüre ve toplumda topluma obsesyon ve kompulsiyonlar değişebilir. En sık rastlanan obsesyon ve kompulsiyonlar şöyledir;

*Bulaşma Obsesyonu ve Temizlik Kompulsiyonu
Kişi bedeninin, eşyalarının kirlendiğini, mikroplandığını düşünür ve bunlardan kurtulmak için sürekli bir biçimde temizlik ve yıkama davranışları yapar.
*Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu
En sık rastlananı gazı açık bırakma, ütüyü fişte unutma, kapıyı kilitleme gibi durumlarda kişinin şüphe içinde kalması ve defalarca yaptığı eylemi kontrol etmesidir.
*Cinsel içerikli obsesyonlar
Kişi kendine, yaşına, toplumdaki yerine hiç yakıştıramadığı bir biçimde, cinsel içerikli düşüncelere sahip olur ve bunları düşünmekten dolayı inanılmaz bir üzüntü ve huzursuzluk yaşar.
*Dini içerikli obsesyonlar
Kişi kendi inanç sistemine uymayacak hatta karşıt olacak düşüncelere sahip olur ve bunları durdurmakta zorlanır.
*Simetri/düzen  obsesyon ve kompulsiyonları Kişinin tüm yaşamında simetri gereksinimi ve düzenlilik vardır. Bu düzeni sağlamak için kişi çok çaba sarf eder.
*Sayma kompulsiyonları
Günlük yaşamında belirli bir sayıya kadar saymadan yaparsa olumsuzluk ile karşılaşacağını düşünerek sayma davranışında bulunurlar.
*Biriktirme ve saklama  kompulsiyonları
Sık görülen kompulsiyon türüdür. Kişi gereksiz ve işine yaramıyorsa da belirli eşyaları atmakta ve bırakmakta zorlanır. Bu eşyaların ileride  mutlaka gerekli olacağını düşünür ve atarsa huzursuz olacağını hisseder.
OKB tedavisi ilaç ve psikoterapidir. İlaç tedavisine doktorun kontrolünü gerekir. Etkilerinin görülmesi için iki hafta kadar beklemeli ve ilk zamanlar oluşan yan etkiler ile ilaç hemen bırakılmamalıdır.
Psikoterapiler de obsesif kompulsif bozuklukta oldukça etkili sonuçlar vermektedir. Çocukluk çağı travmaları ve kişilik yapısı ile ilişkili sorunların tedavi edilmesinde psikoterapiden faydalanılır. Bilişsel davranışçı terapiler bazen tek başına bazen de ilaç ile birlikte hem tedavi hem de nüksün önlenmesinde oldukça etkilidir.
Takıntılı düşünceler ve davranışlar bir kader değildir. İstenirse ve uygun profesyonel destek sağlanırsa aşılabilir, üstesinden gelinebilir.

İshak BÜYÜKYILDIRIM

Psikoterapist/Klinik Psikolog

Pendik Pskolog
Kaynak:
KARAMUSTAFALIOĞLU, K. O., & AKPINAR, A. (2006). Obsesif kompulsif bozukluk. Turkiye Klinikleri Journal of Internal Medical Sciences, 2(12), 30-44.

  • Yazıyı Beğendin mi?  1
Önceki Yazı

Benzer Yazılar

Bu yazıya henüz yorum yapılmamıştır, ilk yorumu yapmak için tıklayın.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*
*